Topluluk içerisinde beraber yaşayan insanların en temel ihtiyacı güvenlik ihtiyacıdır. Toplumlar yüzyıllardır emniyet ihtiyaçlarını karşılamak için birçok kurum ve kuruluş oluşturmuşlardır ve yaşadıkları dönemin ihtiyaçlarına göre bu kurum ve kuruluşları şekillendirmişlerdir. Günümüze geldiğimizde devlet, finansal bakımdan yük olarak gördüğü kamu personellerinin çoğunu özel sektöre devretme yöneliminde bulunmuştur. Fakat kamu ihtiyacı ağır basan alanların özel sektör eliyle görülmesi, kamunun gücünün denetleme ve düzenleme görevini daha baskın ve verimli olarak yapıyor olması gerektiğini düşündürmektedir.
Bu gibi sebeplerden dolayı toplumun ana ihtiyaçlarından olan emniyet hizmetlerinin hem finansal açıdan hem de çalışanlar bakımından kamu haricinde yapılması özel güvenlik yönetimini üzerinde düşünülmesi ve durulması gereken bir konu olduğu çıkarımı yapılmıştır. Sonrasında Türkiye’de özel güvenlik yönetimi hakkında incelemeler yapılmış ve özel güvenlik hizmetlerinin ortaya konmasında ve sunumunda oluşan sorunlar ele alınmıştır. Ve bu sektörün son 20-30 yıllık zaman dilimi içinde bütün dünyada oldukça hızlı olarak büyüdüğü ve görülen bu büyümenin ilerleyen yıllarda da devam edeceği değerlendirilmektedir. Sosyal gelişmeler ve ekonomik gelişmeler, gelir dağılımdaki eşitsizliğin artısı, göç dalgaları, resmi kolluk kuvvetlerine olan güvenin zedelenmesi ve teknolojik gelişmelerini özel sektörün daha çok ve daha hızlı takibi bu büyümeyi önemli ölçüde etkileyen faktörler olarak söylenebilir.
Kentler büyüdükçe ve yaşayan nüfus arttıkça yaşayan kitlenin ve kuruluşların emniyet gereksinimi giderek artmaktadır. Bu sebeple özel güvenlik görevlilerine duyulan gereksinim de gün geçtikçe artma yolundadır. Şahısları, kurum ve kuruluşları, yapıları, değerli eşyalar gibi korunma ihtiyacı olan şeyleri koruma ile görevli olan, bununla birlikte asayişe de yardımcı destek olan, can ve mal güvenliğini sağlamak ile görevli olan kişilere Özel Güvenlik Görevlisi denmektedir.
Türkiye’ de yaklaşık olarak 1500 Özel Güvenlik Şirketi, 500 Özel Güvenlik Eğitim Kurumu bulunmaktadır ve aynı zamanda 1,5 milyondan fazla kişide Özel Güvenlik Kimlik kartı bulunuyor. An itibari ile yaklaşık olarak 300 bin özel personel hâlihazırda çalışmaktadır. Özel Güvenlik Kimlik Kartına sahip olan kişilerin sayısı artmakta olduğu için özel kolluk görevlisine de var olan talep giderek artmaktadır. Özel kolluk görevlileri, görev yaptıkları alan çerçevesinde var olabilecek herhangi bir yangın durumunda, deprem durumunda ve bunlar gibi olabilecek doğal afet durumlarında arama kurtarma görevi ile de görevlendirilebilirler, yardımcı olmak yükümlülüğündedirler.
Özel güvenlik şirketleri ve çalışanları, görev aldıkları alanlarda herhangi bir suçla karşı karşıya kaldıklarında suça el koymalı, eylemin ilerlemesini önlemeli, suçluyu tespit etmeli ve yakalamalıdır. Olayın gerçekleştiği alanı ve suç delillerini korumalı ve bu işle yetkili olan kurum ve kuruluş görevlileri olay yerine geldiklerinde onlara teslim etmelidir. Bu adımlar gerçekleşen suçun araştırılması, delil toplanması ve suçlunun tespit edilip yakalanmasında önemli aşamalardır.
Türkiye’ de geçmişe oranla günümüzde kamu kurumları ve kuruluşları, marketler ve mağazalar, bankalar ve diğer şirketler, hastaneler, okullar ve üniversiteler, parklar ve eğlence mekânları gibi yapılar öncelikli olarak çokça alanda özel kolluk görevlileri tarafından korunmakta ve gözetilmektedir. Özel güvenlik sektörü uygun şartların kanunlar aracılığıyla oluşturması ile beraber ülkemizde de hızla büyümeye başlamıştır. Geçtiğimiz yıllarda tahmin edilmesi dahi zor olan askerlik şubeleri ve Danıştay başta olmak üzere oldukça çok önemli alan nihayet özel güvenlik şirketleri ve görevlileri tarafınca korunmaya başlamıştır. Genel kolluk ve özel kolluk kuvvetlerini ayırırken temel olarak yetki ve görev alanlarına bakmaktayız.
Ülkemizde ülke kapsamında görevli ve yetkili kabul edilen güvenlik kuruluşları (polis, jandarma ve sahil güvenlik.. gibi) genel kolluk kuvvetleri olarak kabul edilmekte, görevleri ve yetkileri belli başlı sınırlar içerisinde olan ve sahip olduğu gücü bağlı olduğu özel kuruluş kanunlarından alan güvenlik kuruluşlarına ise (belediye zabıtası… gibi) özel kolluk olarak ayırmaktadır. Ülkemizde yapılan emniyet yapılanmasının içinde özel güvenlik tamamlayıcı kolluk kuvveti yerine geçer, bu yüzden hem 2495 hem de 5188 sayılı yasalardaki düzenlemeler ile sahip oldukları görevler ve yetkiler genel kolluk olay yerine gelinceye kadar tamamen, genel kolluk kuvvetleri olay yerine geldikten hemen sonra da genel kolluğa yardımcı olmak olarak belirlenmiştir.
Ülkemizde var olmakta olan özel güvenlik hizmetleri, 1981 yılında çıkan 2495 sayılı Bazı Kurum ve Kuruluşların Korunması ve emniyetlerinin Sağlanması Hakkında Kanun ile beraber ortaya çıkmıştır ve bugüne kadar kurulan özel güvenlik kuruluşlarıyla beraber yasal dayanaktan faydalanamayan hizmet görüşü içerisinde yönetilmiş Özel Güvenlik kuruluşları için olan Kanunla beraber hem özel güvenlik teşkilatları yasa ile korunak altına alınmıştır hem de özel güvenlik şirketleri yasanın çerçevesine alınmıştır.
Görevliler; Genel kolluğun kuvvetlerinin sorumluluğu altındadır ve görev aldığı özel güvenlik kuruluşunun kendisini görevlendirdiği alanın sınırları içerisinde temel olarak suç önleme hareketi yapmakla görevlidir.
Yalnızca görev yaptığı özel güvenlik alanı çerçevesi içerisinde görevleri ve yetkileri vardır. Yetkileri; zanlıyı suçüstü yakalaması halinde herkesin genel olarak kullanabileceği yetkileri vardır. Yapacağı tüm aramaları onlara verilen emniyet sistemleri ve elektronik cihazlarla yapmaları gerekmektedir, elle dokunarak arama yapmaları mümkün değildir. Toplu ulaşım yerleri, kültürel ve sosyal etkinlikler gibi yerlerde gerektiğinde kimlik kontrolü yapma yetkisine sahiptirler.
Görev yaptıkları alan içerisinde gerçekleşen adli olaylara müdahale etmeleri gerekir; gerektiği zamanlarda zor kullanabilir, olayın gerçekleştiği yeri, orada bulunan ve olaya şahit olan tanıkları, suçluyu ve olay esnasında mağdur olan kişileri muhafaza eder; genel kolluk olay yerine gelmesi ile birlikte onlar yetkiyi alır ve özel kollukta genel kolluğun yetkisi altına girer. Özel kolluk çalışanları silahlı da görev yapmaları mümkündür, silahsız olarak da görev yapabilirler. Kimlik kartlarında bu bilgiye yer verilir ve aynı zamanda yaka kartlarında da bu bilgiyi görmek mümkündür. Oldukça sıkı bir eğitim sürecinden geçerler ve bu sürecin sonunda silahlı belge almaya hak kazananlar uygulamalı atış eğitiminden geçerler.